Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa , bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz.
( Bernard Shaw)
ETKİN KARŞILAŞTIRMA STRATEJİSİ
Sorunlar hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Nasıl ki fiziksel ve ruhsal yapılanmamız bizimle beraber gölgemizle yürüyorsa ,sorunlar da iç dünyamıza aynı şekilde eşlik ediyor. Sorunsuz ve problemsiz bir bünye bana göre mümkün değil. Tabi az problemle mücadele etmek zorunda olan zihinler olabilir. Onların da şanslı olduğunu kabul etmek gerekir. Hayat iyisiyle ve kötüsüyle bir mücadeleler sürecidir. Engeller ve sorunlar aşılası noktalardır. Hayatın kabul edelim ya da etmeyelim renkleridir bir anlamda tüm bunlar. Bazılarımıza çok soluk renkler olarak gelebilir fakat ben öyle düşünenlerden değilim. Tam tersine hayatın en renkli vazgeçilmezleri olarak görüyorum sorunları. Biraz garip gelebilir. Fakat bana bunu düşündürten şeyin, hayattaki en büyük mutluluklardan birinin, sorunlarla başarılı ve azimli bir şekilde verilen mücadelelerden sonra kazanılan zaferler olduğu gerçeğini biliyor olmamdan kaynaklı olduğunu düşünüyorum.
Evet hemen hemen herkes sorunsuz ve kolay ,mutluluk dolu bir hayat ister. Fakat unutulmamalıdır ki sorunlarla mücadele gücü de bu mutluluğa mutluluk katan olgulardan biridir. Yani sorunların , problemlerin varlığından ,mutsuzluktan ,zaman zaman gelen çaresizliklerden asla yakınmamak gerekir. Belki kayıp ettiklerimiz geri gelmez, zarar görmüş olabiliriz fakat unutulmamalıdır ki bu durumlar bizim mutluluk uğruna sorunlarla vereceğimiz savaşlardan galip çıkmamıza engel değildir. Direnç eşiğimizi de artıran ,itici güç işte bu savaşlardır bir anlamda. Çünkü bu konuda girişilmiş her savaş çıkarılan ders ,edinilen tecrübeler demektir. Kolaya , hazır yaşamaya, üretmemeye, kazanmamaya en büyük engel bu savaşma azminden yoksunluktur. Var olanı bir anda kaybettirme gücü olan da yine bu eksikliktir.
Peki bizi sonunda güçlü ve mutlu kılacak bu savaşta kullanacağımız en etkin silah sizce nedir? Neticede savaşa girmek kadar kazanan tarafta olmak da çok önemlidir. Bunun için elimizde sağlam kozlar bulundurmalıyız. Bu kozlardan bana göre en önemlisi “etkin karşılaştırma stratejisidir.” Bu stratejiyi tam anlamıyla kavrayınca , hayatımızda aşılamayacak bir sorun , zor diye bir şey kalmayacaktır. Bu stratejinin temeli önceki yazılarımda da bahsettiğim “ empati yeteneğine “ dayanır. Tam olarak karşılamasa da özü itibariyle ortak olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Etkin karşılaştırma stratejisi sorunlarımızı, kendinden daha büyük sorunlarla ve sorun sahipleriyle kıyaslama esasına dayanır. Bu durum kazanç aralığını sonuna kadar aralayabilecek kadar güçlü bir yapıdır.
Eğer elimizdeki , zihnimizdeki problem hangi büyüklükte olursa olsun onu daha büyük emsalleriyle kıyas gücüne erişebilirsek ,bu güç problemimizi çözmek ve bu savaşı kazanmak için bütün kapıları açacaktır. Kendisinden daha aşılması güç sorunlar olabildiğini görüp ,zihinlere bu durumu kavratmak “zor” kavramını hayatınızdan çıkarma şansına eriştirir herkesi. Bu sayede tadılacak mutluluklardan en kıymetlisi tadılmış olur. Vereceği özgüven ve kazandıracağı deneyimlerin ise ekstra ilave kazanımları olacaktır. Yani bu uğurda yapılacak tek şey ,başarı ve mutluluk için “etkin karşılaştırma stratejisi” uygulayabilmektir. Hayat adına kazançlarınızın ardı arkası kesilmeyecektir bu sayede bundan emin olabilirsiniz. Peki bu stratejiyi uygulamak her zaman kesin sonuç verir mi ? Bunu genelleyebilmek tabiki de güçtür. Çünkü bazen karşılaştırdıklarımızdan daha büyük sorunlarla karşılaşabiliriz ya da başka bir şekilde ifade etmek gerekirse kendimizinkinden daha büyük bir sorun olmadığını düşünürüz. Bunların ise çoğu zaman ortak sorunlar, paydasal sorunlar olabileceğini ve çözümlerinin de ortak yapılabileceğini unutmamak gerekir. Ülkesel ve toplumsal sorunları buna örnek olarak verebiliriz .Bu gibi sorunlarla karşılaşıldığında öncelikle tüm zorluklara rağmen vazgeçmemeyi öğrenmeliyiz. Sonrasında da en etkin çözüm yolunun ortak çözüm, ortak akıl, ortak sağduyu üçlüsü olduğunu unutmamak gerekir. Bu üçlü etkin olarak yönetilebilirse ,tüm toplumsal dinamikler bu büyük sorunlara kanalize edilip ,tüm sorunlar çözülebilir. Bu sayede bireysel mutluluklardan toplumsal , ülkesel ve bölgesel mutluluklar inşa edilmiş olur .Bu ise tüm insanlığa yapılmış eşsiz bir yatırımdır. Kurulması, kurulabilmesi için yeter şartları sizlere sundum. Gerisi başta kişisel yeteneğimize , ardından ise toplumsal refleksif yeteneklerimize kalmıştır. Unutmayalım ki “ zor” diye bir şey yoktur. Güçlü irade, güçlü hırs ve etkin karşılaştırma stratejisi vardır.
No Comments
Leave a comment Cancel